Bölüm 1 Giriş

Eğitsel ve Psikolojik Test Standartları (AERA, APA ve NCME, 2014), ölçme uzmanları tarafından belirlenen birçok standarttan oluşmaktadır. Bu standartlar, eğitsel ve psikolojik testlerden elde edilen puanların geçerlik, güvenirlik ve adilliğini sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Bütüncül bir kavram olan geçerlik, test puanlarının amaçlanan kullanımlarının toplanan kanıtlar ile ne ölçüde desteklendiğinin göstergesidir. Test adilliği ise standartların son versiyonunda nitelikli bir testin temellerini oluşturan geçerliğe ve güvenirliğe ek olarak ele alınmaya başlanmıştır. Geçerlik ve test adilliği, günümüzde de önemini korumaya devam etmektedir. Bu durumun altında yatan temel neden, bir testi alan tüm bireylerin performanslarını göstermek için eşit fırsatlara sahip olması ve test puanları açısından eşit muamele görmesi gerektiği görüşüdür (Moghadam & Nasirzadeh, 2020). Bu yönüyle test adilliği, her tür değerlendirmenin tasarlanmasında kaçınılmaz bir bileşendir.

Testin adilliği ile ilgili olası sorunları belirlemenin bir yolu, testin ölçmeyi amaçladığı özellik dışındaki ilgisiz faktörlerin (cinsiyet, kültürel geçmiş vb.) yapılan ölçmeye karışma durumunun incelenmesidir. Ölçme değişmezliğinin araştırılması, aynı yetenek düzeyindeki farklı gruplar arasında test puanlarının adil olmasında önemli bir rol oynamaktadır (Camilli, 2006). Madde düzeyinde, ölçme değişmezliği varsayımı ihlal edilirse; ilgili maddenin bazı alt gruplarda işleyişinin farklı olduğu kabul edilir (Dorans & Holland, 1993). Bu durumda, potansiyel ölçme yanlılığına sahip bu maddeler bazı alt grupları desteklemiş olmaktadır (Deng, 2020).

Olası madde yanlılığının istatistiksel olarak belirlenmesinde kullanılan değişen madde fonksiyonu (differential item functioning - DMF) ve değişen çeldirici fonksiyonu (differential distractor functioning - DÇF) analizleri testin adilliğinin gerekçelendirilmesi için yapılması gereken önemli analizlerdir (Terzi & Yakar, 2015). DMF ve DÇF, bir testi oluşturan maddelerin aynı yetenek düzeyindeki farklı gruplar için aynı şekilde işleyip işlemediğinin tespit edilmesini sağlar (Dorans & Holland, 1993; Zumbo, 2007). DMF, benzer yeteneğe sahip ancak farklı grupta yer alan bireylerin maddeyi doğru yanıtlama olasılıklarının farklılaşmasıyken (Camilli & Shepard, 1994) DÇF, bu bireylerin maddenin çeldiricilerini (yanlış yanıtlarını) seçme olasılıklarının farklılaşmasıdır. Başka bir ifadeyle testle ölçülmek istenen özellik dışında diğer özelliklerden kaynaklı olarak, grupların doğru seçeneği seçmede istatistiksel olarak farklılaşması durumunda madde DMF gösteriyor olarak belirlenirken (Park & Wu, 2017); çeldiricilerin grupları farklı şekilde çekmesi durumunda ise ilgili seçenek DÇF gösteriyor olarak işaretlenir (Green, Crone ve Folk, 1989). Yalnızca doğru yanıta odaklanan DMF’nin aksine, DÇF analizi ile diğer seçenekler de araştırılabilmektedir. DMF ile DÇF arasındaki ilişki ilerleyen bölümlerde detaylandırılmıştır.